Ljubljana Gezi Rehberi, Nerelere Gidilir?, Gezilecek Yerler

Avrupa’nın yeşil başkenti; Slovenya

Ljubljana nerede, Ljubljana’ya nasıl gidilir, Ljubljana’da gezilecek yerler, Ljubljana’da nerede kalınır, Ljubljana’da ne yenilir? Gibi sorulara geçmeden önce sizlere Slovenya’nın başkenti ejderhalar şehri Ljubljana’ya nasıl ve ne zaman gittik biraz ondan bahsedeyim.

Hırvatistan gezimizin dönüşünde ‘ Yol üstünde Slovenya’nın çok şirin bir başkenti varmış. Hadi 2 gün uğrayalım’ diyerek rotamızı Avrupa’nın pek de meşhur olmayan ülkesine çevirdik. Hırvatistan’ın Krk Adası’ndan yaklaşık 2,5 saatlik bir araba yolculuğundan sonra Slovenya’nın başkenti Ljubljana’daydık. Doğrusu Ljubljana hakkında hiç bir bilgimiz yoktu. O yüzden yol boyunca Ljubljana’da gezilecek yerler nereler? Ljubljana’da nerede konaklamalı? Slovenya yöresel yemekleri neler? Ljubljana’da yeme içme ne kadar? Ljubljana pahalı mı? diye araştırmaya koyulduk.

Gezi detaylarımıza girmeden önce, bu pek de tanınmayan ülke Slovenya hakkında küçük bilgiler verelim. 😊

Slovenya nerede?

İlk olarak Slovenya nerede? Sorusuna cevap verelim. Slovenya Orta Avrupa’da yer alan, Hırvatistan, İtalya ve Macaristan’a komşu, 2 Milyonluk nüfusa sahip, küçük bir ülke. Slovenya’nın başkenti de Ljubljana. Ljubljana da 300 bin nüfuslu şirin mi şirin bir Avrupa şehri. Ülke, Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlığını 1991 yılında kazanmış. 2014 yılında da Avrupa Birliği’ne katılmış. Yugoslavya’dan ayrılan diğer ülkelere göre Slovenya’nın Avrupa Birliği’ne ilk sırada kabul edilmesinin sebebi ise, Yugoslavya’nın zamanında en çok yatırımını bu bölgeye yapmış olması. Doğal olarak Slovenya’nın para birimi de Euro.

   Dürüst olmak gerekirse, 2 günlük sehayatimizin sonunda, Ljubljana’nın kesinlikle hafife alınan şehirlerden biri olduğuna karar verdik. Mimarisiyle tam bir orta Avrupa şehri olmasının yanısıra, kalabalık sokakları ve canlı insanlarıyla bize çok sıcak göründü. Bunda Ljubljana’nın üniversite şehri olması da etkili tabi. Paris, Roma, Milano veya Londra gibi Avrupa klasikleriyle rekabet etmesi zor olduğu için hep geride, değerinin çok altında kalmış. Eğer Hırvatistan dönüşü yolumuzun üzeri olmasaydı, bizim de kesinlikle aklımızın ucundan geçmezdi. Şimdi geri dönüp baktığımızda, rotamızı değiştirip, aşık olunacak kadar şirin bu şehre uğradığımız için o kadar mutluyuz ki… Biz de bu saklı güzelliği sizlere birazcık bile olsun tanıtabilmek amacıyla, Ljubljana gezimizi en ince detayıyla anlatmaya karar verdik.

   Ljubljana’ya Nasıl Gidilir?

Dediğimiz gibi biz Ljubljana’ya arabayla gitmiştik. Hırvatistan’dan çıkmadan da Slovenya için vinyet almıştık. Avrupa’da Almanya hariç çoğu ülkede otoban paralı olduğundan geçişler için vinyet almanız gerekiyor. Eğer Avrupa’da yaşıyorsanız ya da araba kiralayıp gezecekseniz, arabanızda mutlaka vinyet bulundurmanız gerekiyor. Başka bir yazımızda da arabayla seyahat ederken dikkat etmeniz gereken şeyleri detaylı anlatacağız.

  Peki Türkiye’den gelmek isteyenler nasıl gelebilir? Gelin bir de ona bakalım.

İstanbul’dan 2 saat 15dk’lık direkt uçuşla Ljubljana Joze Pucnik Havalimanı’ndasınız. Daha uygun bilet isterseniz aktarmalı olarak da uçabilirsiniz tabi. Açıkcası taksiye 50-60 Euro vermek istemeyeceğinizi düşünerek, otobüsle merkeze nasıl ulaşılır onu da anlatayım. Havaalanı şehrin 26 km dışında. Uçaktan indikten sonra 28 No’lu toplu taşımaya atlayıp 4 Euro vererek 50 dakikada şehrin göbeğindesiniz. Otobüs biletlerini de şoförden alabiliyorsunuz.

Vize

Diğer Avrupa ülkeleri gibi Slovenya için de bordo (hususi) pasaport sahiplerine Schengen vizesi gerekiyor. Yeşil pasaport sahipleri vizesiz olarak seyahat edebiliyorlar.

     Ljubljana’da Nerede Konaklamalı?

  Bizi bilen bilir, sabahın köründe yola çıkıp, bir şehri yürüyerek, ara sokaklarında kaybolarak, halkın içine karışarak, çarşılarını pazarlarını talan ederek gezmeyi çok severiz. Durum böyle olunca yine şehre yürüme mesafesinde bir apart kiraladık. Zaten 2 gece kalacağımız için temiz olması ve yakın olmasının dışında bir beklentimiz yoktu.

Merkeze 1,4 km uzaklıktaki ‘LINA ROOMS’a 2 gece konaklama için 68 Euro ödedik. Güleryüzlü ve yardımsever çalışanlarından da gayet memnun kaldık. Banyo ve tuvalet ortak kullanım olduğu halde oldukça temizdi. Şehrin göbeği Preseren Meydanı’na da 20 dk yürüme mesafesiyle ulaşabildik. Yani gönül rahatlığıyla tavsiye edebiliriz 😊

   Rezervasyon için : https://linarooms.si/

    Ljubljana’da Ulaşım

  Baştan söyleyelim; Ljubljana yürüyerek gezilmesi oldukça kolay bir şehir. Bunda hem küçük olması hem de oldukça düzlük olması etkili. Yürümeyi sevmeyenler de halk otobüslerini tercih edebilir. Bir biniş 1,30 Euro yani oldukça uygun. Hava güzelse bisiklet kiralayarak da bu küçük şehri rahatlıkla gezebilirsiniz. Nasıl Bisiklet kiralayabilirim diye merak edenleri de hemen buraya alalım 😊

https://www.bicikelj.si/en/home

  Bir çok şehirde olduğu gibi Ljubljana’non da turistler için şehir kartı bulunuyor; Ljubljana Card. 24, 48 ve 72 saatlik kartlar bulunuyor. Belki defalarca kere aynı şeyi söylemiş gibi olacağız ama Ljubljana oldukça küçük bir şehir olduğu için 24 saatlik kartın yeterli olacağını düşünüyoruz. 24 saatlik kartı da 31 Euro’ya Turist Bilgi Merkezi’nden veya online olarak internetten temin edebilirsiniz. Biz Covid sebebiyle çok fazla kapalı alana girmek istemediğimiz için almamıştık. Buraya internet sitesini de bırakıyorum ki merak edenler girip bakabilir 😊

     Turist Bilgi Merkezi Adres : Adamič-Lundrovo nabrežje 2

https://www.visitljubljana.com/en/visitors/travel-information/ljubljana-card/

Ljubljana’da Gezilecek Yerler

Ljubljana’yı gezmek 1 gününüzü, taş çatlasın 2 gününüzü alacaktır. Gezilip görülmesi gereken turistik noktalar da birbirine oldukça yakın. Sizlere bizden bir diğer tavsiye de; Ljubljana’ya gelecekseniz sadece buraya özel olarak bir gezi planlamayın. Yakın olan diğer Avrupa şehirlerini de gezi planlarınıza dahil edebilirsiniz. Şayet sadece Ljubljana için taa Türkiye’den gelecekseniz haftasonu kaçamağı niyetine bile gelebilirsiniz. Öyle uzun uzadıya yıllık izinlerinizi kullanmanıza gerek yok 😊 Uzun bir Slovenya turu yapacaksanız da Bled Gölü’nü görmeden ayrılmayın deriz. Biz çok erken saatlerde yollara düştüğümüz için uğrayamamıştık maalesef.

 Biz bu sefer şehrin gezilecek yerlerini gün gün ayırmadık. Kafa nereye biz oraya diyip, salına salına gezdiğimiz için sizlere de karışık bir liste çıkardık. Hadi başlayalım bakalım 😊

   Preseren Meydanı

 Şehrin kalbi bu meydan arkadaşlar. Meydanın bir kolu meşhur Triple Bridge yani Üçlü Köprü’ye, bir kolu da alışveriş caddesine uzanıyor. Meydanın tam ortasında ise, pembe rengiyle beni gönlümden vuran, Franciscan Kilisesi bizleri karşılıyor. Kilisenin merdivenleri ise sürekli dolu. Yemeğini içeceğini eline alan, hem burada dinleniyor hem de bu capcanlı meydandan gelip geçen insanları seyrediyor. Biz 2 akşamımızda da Preseren Meydanı’nda oturup, içkilerimizi yudumlarken diğer taraftan da meydandaki sokak sanatçılarının müzikleri eşliğinde gayet keyifli zaman geçirmiştik. Meydanda ayrıca bir erkek ve kadın heykeli de yer alıyor. Peki kim bu adam? Heykeli dikilen adam Sloven şair France Preseren. Meydanın ismi de tabiki ünlü şairin adından geliyor.

   İlk gün meydana vardığımızda tam ortadaki hafif ıslak, boş alan dikkatimizi çekmişti ve sanırım burada havuz gibi bir şey varmış kaldırmışlar demiştik. Gerçek ise akşam ortaya çıktı. Meğerse meydanın tepesine ince fıskıyeler yerleştirmişler ve akşama doğru, gittikçe artan bir hızla yukarıdan insanları suluyorlar. Ve inanaır mısınız herkes ıslanmak için tam da ortadan geçip gidiyor. Şimdi ‘Ben neden ıslanmak isteyeyim ki’ diyebilirsiniz. Başta biz de öyle düşünmüştük, ama akşam olunca meydanda ki sokak sanatçılarından gelen müzikler ile insanların coşkusu birleşince kendimizi fıskıyelerin altında bulduk.  O hissi size şöyle anlatabiliriz; hani aşk filmlerinde olur ya yağmur altında adamla kadın dans eder, işte tam da öyle bir histi 😊 Hatta o anları merak edenleri direkt Youtube kanalımızdaki Ljubljana vlogumuza da alabiliriz.

     Adres: Prešernov trg

   Triple Bridge

  Preseren Meydanı’ndaki Franciscan Kilisesi’nin (Pembe Kilise) hemen karşısında ise bizi, Ljubljanaca Nehri üzerindeki ünlü Triple Bridge bekliyor. Burası 3 köprünün birleşimi. Mimar Jože Plečnik tarafından 3’lü köprünün ortasındaki köprü tramvay ve araçlar için, 2 yanındaki köprüler ise yayalar için yapılmış. ( Köprü ilk olarak 1280 yılında ahşap olarak tasarlanmış. Daha sonra yıllar içinde değişiklikler yapılmış.) 2007’den beri de 3 köprünün tamamı sadece yayalara açık.

   Ljubljanaca Nehri boyunca da sağlı sollu bir çok kafe ve restaurant var. Günün herhangi bir saatinde canlı müzik eşliğinde kahvenizi ya da kokteylinizi yudumlamak isterseniz, isminden dolayı beni cezbeden Lolita Cafe’yi tavsiye ederim.

   Dragon Bridge

 Gelelim bir diğer köprüye yani Ejderha Köprüsü’ne. 20. yy’ın başlarında Avusturya – Macaristan İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş. Adını da anlaşılacağı üzere 4 köşesindeki ejderhalardan almış. Peki neden ejderha? Çünkü bu şehrin simgesi ejderhalar. Efsanelere göre yüzyıllar önce şehri koruyan ejderhalar varmış. Unutmadan söyleyeyim, eğer ejderhalara dokunursanız bu şehre bir daha gelirmişsiniz. Öyle de bir rivayet var. Tabi benim de Ejderhaların Anası Khaleesi’den neyim eksik diyip bir fotoğraf yapıştırdım 😊 Hatta yetmedi hatıralık eşya diye evimiz için ejderha almaktan da kendimizi alıkoyamadık.

    Adres: Resljeva cesta 2

   Ljubljana Castle

  Preseren Meydanı’ndan Triple Bridge’e doğru bakınca karşıda, tepede Ljubljana Kalesi’ni görebilirsiniz. Ki tam bulunduğunuz yer, hem köprüyü hem de kaleyi fotoğraflayabileceğiniz en güzel noktalardan. Kaleye ve  Ljubljana’nın muhteşem şehir manzarasına ulaşmak için 2 yol var. Biri 3,5 Euro gibi bir ücret karşılığında Füniküler ile çıkmak veya bizim gibi delilik yapıp tabana kuvvet 15 dk yokuş çıkmak. Biz İlber Ortaylı’nın söyleşilerinden düzenlenen ‘Bir Ömür Nasıl Yaşanır?’ kitabını okuduktan sonra, yaşımız gençken, sağlığımız yerinde iken bir şehri anlamak ve tam manasıyla keşfetmek için her yere yürür olduk 😊 15 dk kan ter içinde kaldıktan sonra kalenin avlusuna vardık ve işte tam orada Ljubljana manzarası bizi karşıladı.

  Kaleden bahsedecek olursak ilk olarak 11. yy’da inşa edildiği söyleniyor ve daha sonraki yüzyıllarda da Osmanlı kuşatmalarından korunmak için bir çok kez sağlamlaştırılmış. Bunu ilk duyduğumda ‘Vayy be buralara kadar gelmişiz’ demekten de kendimi alıkoyamadım. Kale daha sonraları yıllarca hapishane olarak da kullanılmış.

  Biz kalenin içerisine girmedik ama siz 13 Euro karşılığında kalenin içindeki müzeyi ve gözlem kulesini de ziyaret edebilirsiniz. İster kalenin girişinde ister de internetten online olarak giriş biletinizi temin edebiliyorsunuz. Bu da internet sitesi : https://www.ljubljanskigrad.si/en/why-to-the-castle/

    Adres: Grajska planota 1

   Odprta Kuhna -Acik Mutfak

   Her türlü dünya mutfağından yiyecek, içecek bulabileceğiniz, küçük küçük stantların bulunduğu bir açık pazar yeri burası. Pazar Mart- Ekim ayları arasında kurulduğu için, bu aylar dışında giderseniz maalesef göremezsiniz. Gezerken kuşkusuz en keyif aldığımız şeylerden biri de o ülkenin ya da şehrin yöresel yemeklerinden tatmak oluyor. Türk mutfağı da dahil bir çok stantı es geçip İspanya mutfağına daldık. Eee hani Slovenya mutfağı denemeyecek misiniz? derseniz altta Slovenya mutfağından da detaylı bahsettim 😊 Tam öğle saatlerine denk geldiğimiz için çoluğu çocuğu, genci yaşlısı, çalışanı öğrencisi herkes pazarda yemek yiyordu. Banklardan birinin köşesinde hemen kendimize bir yer açtık. Avrupa’da böyle yemek pazarları kurulduğu zaman bulduğun masaya oturup, masadaki diğer insanlarla tanışıp, muhabbete girmemek de elde değil tabi. Güzel bir Paella yiyip, masadaki amcayla Türkiye hakkında konuştuktan sonra ver elini Tivoli Parkı.

   Adres: Pogačarjev trg

  Tivoli Parkı

  Şehrin göbeğinde insanların spor yapabileceği, içeceklerini alıp saatlerce eşi- dostuyla çimlere yayılıp keyifli zaman geçirebileceği kocaman, yemyeşil bir park burası. Parkın içerisinde ayrıca Uluslararası Grafik Sanatlar Merkezi ve 1-2 bistro da bulunuyor. Yine duyduğumuza göre Ljubljana belediye başkanı bile sabah koşusunu Tivoli Park’ta yaparmış. İmrenilmeyecek gibi değil vallahi. Sabah koşusundasın ve yanından sporunu yapan belediye başkanı geçiyor. Ne kadar güvenli bir ülke olduğunu bir de siz düşünün.

   Adres: 1000 Ljubljana, Slovenya

   Metelkova

  Kopenhag yazımızda da özerk bir bölge olan Christiana’dan bahsetmiştim. (Okumak için:  https://www.merveilemelih.com/kopenhag-gezi-rehberi-nerelere-gidilir-gezilecek-yerler/ ) İşte onun bir benzeri Ljubljana’da da bulunuyor. Biz otele yerleştiğimizde, resepsiyondaki çocuğun bize verdiği haritada ilk işaretlediği ve mutlaka gidin dediği bir yer burası. 

   1900’lü yıllarda askeri amaçla kullanılan bölge, 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından bir süre işgal de edilmiş. Daha sonra  Yugoslavya dağıldıktan sonra da burası bomboş kalmış. Bir grup insan da toplanıp buranın kültürel bir bölge olması gerektiğini savunup ve yıllarca da bunun için tabiri caizse savaşmışlar. Ee başarılı da olmuşlar tabi. Şu anda Metelkova’da barlar, stüdyolar bulunuyor ve konserler de burada gerçekleştiriliyor.

  İtiraf edelim, biz şehri buradan gezmeye başladığımız ve daha önce hiç böyle bir ortam görmediğimiz için girişte biraz gezinip, birer fotoğraf çektirip koşa koşa çıktık. Youtube kanalımızda ‘Ljubljana Gezimiz’ vlogumuzda da bu anlara şahit olabilirsiniz 😀

Adres: Metelkova ulica 10, 1000 Ljubljana

Ljubljana’da Ne Yenir ?

 Şu ana kadar mutfağını en beğendiğim ülkelerden biri olabilir Slovenya.

Burek: Ljubljana’ya ayak bastığımızda çok aç olduğumuz için hemen ne yenir diye araştırmaya koyulup, ilk sırada meşhur bureklerini bulduk. Hemen en ünlü ve en çok puan alan yere gidip, kıymalı ve ıspanaklı bureklerimizi alıp parkta yemiştik. Paketi ilk açtığımdaki tepkim ise ‘Eee bu bizim kol böreği’ oldu. Görünüşü kadar tadı da tıpatıp aynıydı. Ne kadar beğendiğimizi şöyle anlatabilirim; Ljubljana’daki 2. günümüzde sabah kahvaltımızda burek yemekle kalmayıp, ertesi gün şehirden ayrılırken bile yanımıza paket yaptırmıştık. Küçük bir not düşeyim; 2. ve 3. Gün gittiğimiz Olimpija Burek çok daha güzeldi.

Buraya da en iyi Burekcilerin adresini bırakıyorum 😊

Burek Olimpija: Slovenska cesta 58 (Buranın Pizza Bureği çooook lezzetliydi)

Nobel Burek: Slovenia, Miklošičeva cesta 30

Tanesi: 3-3,5 Euro civarı

Sarajevo ’84: Hayatımda en lezzetli kuru fasulye güveci burada yedim arkadaşlar. Evet, şaka değil kuru fasulye güveç 😊 Bir Bosna restaurantı kendisi. 25 Euro’ya 2 kişi tıka basa doymuştuk. İçiniz rahat olsun Sarajevo ’84’de aç kalma ihtimaliniz yok.

Adres: Nazorjeva ulica 12, 1000 Ljubljana, Slovenya

Struklji: Slovenya’nın her yerinde rahatça bulabileceğiniz yöresel yemeklerden biri. Daha çok tatlı olarak yeniliyor. Biz de yine yorumları ve puanı yüksek bir yer bulup Melih’le kendimize birer Struklji sipariş verdik. Çalışan kız, bazılarının geleneksel bazılarının da sonradan değiştirildiğini söylediği için birini geleneksel birini de bol çikolatalı söyledik. O kadar hafif ve kendine özgü bir tadı vardı ki, şimdiki aklım olsa oturur bir tane daha yerdim 😊

Yine adresi buraya bırakıyorum: My Dumplings Of Slovenia – Adamič-Lundrovo nabrežje 1, 1000 Ljubljana

Tanesi: 3 Euro

Sljivovica: Bu bir yemek değil, içecek. Erik Rakısı. Aynı bizim Türk rakısı gibi oldukça sert bir içki. Ama bizimkinden farklı olarak erik rakısını sek içiyorsunuz 😊

Kremsnita: Asıl meşhur olduğu yer Slovenya’nın Bled Bölgesi olsa da Ljubljana’da da bulabileceğiniz muhallebi kremalı bir tatlı. Düşünün ki bu tatlıyı tam Ljubljana’dan ayrılırken bulduğum için geri dönüş yolunda arabada yemiştik 😊 Benim gibi tatlı düşkünüyseniz beğenmeme ihtimaliniz asla yok.

   Bu küçük, şirin ve sımsıcak Avrupa şehrini sizlerin de en kısa sürede ziyaret etmesi dileğiyle…

   Ljubljana vlogumuzu izlemek isteyenler ve daha çok fotoğraf görmek isteyenler bizi Youtube kanalımızdan ve Instagram hesaplarımızdan takip edebilirler😊

Yeni seyahatlerimizi görmek için bizi takip etmeyi unutmayın 🙂 Yeni şehirlerde, yeni maceralarda görüşmek üzere 😊

Ljubljana Vloglarımız: